Bakmalar deniz.
"bütün mümkünlerin kıyısında..." Turgut Uyar
5 Temmuz 2021 Pazartesi
Beyaz Geceler/ Dostoyevski
14 Haziran 2021 Pazartesi
Üç Şiir/Nazım Hikmet
10 Haziran 2021 Perşembe
YÜRÜME/ORUÇ ARUOBA
Hep, olmamız gerektiğini düşündüğümüz kendimiz ile -hep biraz 'şaşarak'- olmakta olduğumuzu gördüğümüz kendimiz arasındaki aykırılık, sanki, orası burası delik bir şemsiyeyle sağanak altına çıkmışız gibi bir etki bırakır üzerimizde.
🌼
Herşeyi, hep, geciktiririz-sonra, düşünmüş ama yapmamış olduğumuz bir sürü şeyin yükü, birden,aniden,tek bir günde, gelir, yüklenir omuzlarımıza.
🌼
Kalabildiğimiz tek yer, ötekilerin bellekleridir.
🌼
Yol kendine bir yer bulamamış kişinin özlemidir.
🌼
Düzenini bozarak gezginliğe çıkan kişi, kendi düzeninin peşine düşmüştür.
🌼
Yola çıkacak kişinin aşması gereken ilk ve en önemli engel, kendi yerleşikliğidir:
kendi yeri
-kendisidir.
🌼
Yol, dolaşır...
🌼
Bir yeri, gerçekten ve toptan terketmeyen, yeni bir yola çıkamaz.
🌼
Her yol
kişiye varıyor sonunda,
kişinin kendisine...
🌼
Kişiler için de mevsimler olmalı-
mevsim dönümleri: Güneşin indiği-çıktığı, ışığın azaldığı-çoğaldığı; yağmurların çok ya da az yağdığı; rüzgarların sert ya da yumuşak estiği zaman dilimleri--
"inişler, çıkışlar"...
🌼
Kişi, 'arayış'tır.
🌼
Kişi, kendine bir türlü ulaşamayandır -kendine doğru hamle eden, çabalayan, uzanan, ama bir türlü dokunamayan.
8 Mart 2021 Pazartesi
Genç Werther'in Acıları/Goethe
BİRİNCİ KİTAP
...
4 Mayıs 1771
...
Ne var ki sevgili dostum, bu küçücük mesele bile yanlış anlaşılmaların ve ataletin, dünyada belki de her türlü hile ve kötü niyetten çok daha fazla yanılgıya sebep olduğunu gördüm.
...Bu yeryüzü cennetinde yalnızlık yüreğime nefis bir merhem oldu...
15 Mayıs
...
Elbette ben de eşit olmadığımızı ve olamayacağımızı biliyorum ama saygınlık kazanmak için aşağı tabaka denen tabakadan uzaklaşmak gerektiğine inananların, yenileceğini düşündüğü için düşmanından saklanan bir korkaktan farkı yok bana göre.
17 Mayıs
...
Her yerde nasılsa burada da öyle! İnsan, nereye gidersen gir her yerde aynı.Herkes çoğu zaman geçim derdinde; geriye kalan ve özgür olabilecekleri o azıcık zaman dilimi de onları o kadar ürkütüyor ki, bundan kaçıp kurtulmak için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar.Ah insanlığın kaderi bu!
22 Mayıs
...
İnsanların içlerindeki sorgulayan ve faal olan kuvvetleri sınırlandırmalara baktığımızda, tüm yapıp edilenlerin zavallı yaşamlarımızın süresini uzatmaktan başka amacı taşımayan ihtiyaçları karşılamaya yönelik olduğunu fark ediyorum; dahası, bu sorgulamanın belli noktalarındaki her türlü rahatlama, hayali bir kabullenmeden ibaret, çünkü içinde tutsak olduğumuz duvarları,rengarenk şekiller ve ışıltılı manzaralarla süslemekten başka bir şey yapmıyoruz-bütün bunlar karşısında dilim tutuluyor Wilhelm. Kendi içime dönüyor, orada kendime ait bir dünya buluyorum!
27 Mayıs
...
Eğlencenin tam ortasında bir talihsizlik yaşandığı ya da ürkütücü bir olay olduğu zaman bunun bizi şaşkına çevirmesi, her zamankinden daha çok etkilenmesi gayet doğaldır; bu kısmen, iki durum arasındaki zıtlığın daha şiddetli hissedilmesinden, kısmen de duyularımızın fazlasıyla açılmasından ve izlenimleri daha hızlı almasından kaynaklanıyor.
...
..."aralarında en çok korkanlardan biri bendim ama onlara cesaret vermek için korkmuyormuş gibi davranınca gerçekten korkmamaya başladım."
1 Temmuz
İnsanların birbirine eziyet çektirmesi kadar canımı sıkan başka bir şey daha yok; yaşamlarının baharında gencecik insanlar, tam da bütün sevinçlerini yaşamaya en açık oldukları zamanlarda, birlikte geçirecekleri şu kadarcık güzel günü kızgın, asık suratlarla mahvediyorlar ve boşa harcanan günlerin yerine yenisinin konamadığını anladıklarında çok şey oluyor.
...
Birbirimizi mutlu edemememiz yetmiyor mu zaten, bütün yüreklerin bazen kendi kendine bahşedebildiği keyifleri de mi almamız gerekiyor birbirimizin elinden?
..."Yazıklar olsun,"dedim, "şiddete başvuranlara, bunu bir yüreğin kendiliğinden filizlenen basit sevinçlerini elinden almak için kullananlara.Hiçbir hediye,hiçbir lütuf bu dünyada zorbalarımızın kıskançlıktan mütevellit huzursuzlukları yüzünden berbat olan bir anlık sevincin yerini tutamaz.
12 Ağustos
...
"Siz insanlar", diye atıldım heyecanla, "bir konudan sürekli bu aptalca, bu iyi, bu kötü diye bahsetmek zorunda mısınız? Hem ne demek bütün bunlar? Davranışların kendi içi koşullarını araştırıyor musunuz hiç? Bunun niye olduğunun, niçin böyle olmak zorunda olduğunun nedenlerini bulmaya çalışıyor musunuz?Bunları yaparsanız, yargıda bulunurken böyle kestirmeye kaçmazsınız.
...
Yeryüzünde bir insanın diğerini anlaması ne mümkün!
...
İnsanları mutluluktan havaya uçuran şeyler, aynı zamanda üzüntü kaynağı olmak zorunda mıydı?
18 Ağustos
...
Doğanın canlılığı karşısında yüreğime dolan, içimi böylesine sevinçle dolduran, etrafımı çepeçevre saran dünyayı benim için bir cennete çeviren o sıcacık his artık benim için dayanılmaz bir işkenceye, beni her yerde izleyen, bana eziyet eden bir hayalete dönüştü.
22 Ağustos
...
Peşimi hiç bırakmayacak olan içimdeki bu sabırsızlığın nedeni, belki de koşulları değiştirmeye duyduğum özlem değil mi?
İKİNCİ KİTAP
24 Aralık 1771
...
Ne demek! Başkaları sahip oldukları azıcık kuvvet ve yetenekle karşımda gayet rahat ve kendini beğenmiş tavırlarla caka satarken, ben yine kendi kuvvetlerimden ve yeteneklerimden şüphe mi duyuyorum?Yüce Tanrım, bana her şeyi bahşetmek yerine yarısını esirgeseydin de kendine güven ve kanaatkarlık verseydin keşke!
26 Kasım 1771
...
Yüreğini karşısındakine açabilen yüce bir ruhla karşılaşmak kadar sahici ve sıcacık başka bir sevinç yoktur bu dünyada.
OKUYUCUNUN NOTLARI:
Acıyı, umutsuzluğu biz mi yaşam alanımıza çekeriz?, yoksa onlar mı bizi bulur? Seçimlerimiz özgürlüğümüzün ya da tutsaklığımızın birer sembolü haline dönüşüyor bu yaşam çemberinde.
Duygularını çok derin yaşayan, sorgulayan, okudukça sorgulatan Genç Werther ; tüm duygularına en empatik halimizle odaklanmamızı sağlıyor.
Werther, yüreği elinde bir kuş gibi titrerken, tutsaklığına çırpınırken tek başına yorulmuştu, bu yüreği ikinci bir elin de taşımasını istiyordu.
"Peşimi hiç bırakmayacak olan içimdeki bu sabırsızlığın nedeni, belki de koşulları değiştirmeye duyduğum özlem değil mi?" dedi Werther. Koşulları değiştirme gücünü ve yeteneğini kendisinde bulsaydı neler farklı ve ya aynı olurdu acaba?
Yeryüzünde bir insanın diğerini anlaması ne mümkün!
Anlamayı mümkünleştirelim mi ? Ne dersin sevgili okur...?
Ha, bir de değişim gücünü...:)
31 Temmuz 2020 Cuma
ERMİŞ/ HALİL CİBRAN - 2
ERMİŞ/HALİL CİBRAN - 1
23 Temmuz 2020 Perşembe
Cemal Süreya'ya Mektuplar/Ahmed ARİF
19 Temmuz 2020 Pazar
ORUÇ ARUOBA/ ol an
Nasıl ince, ellerin, parmakların
coşkuyla ağırlığını kavrarken yaşamın,
nasıl katı, nasıl soğuk, kurşunların
sessiz ve dingin dünyada yaşamak için.
Orada mısın-
serin ve sessiz kollarında
denizin;
özgür dünya?
Orada mısın-
pırıldadığın yerde?
Buradasın-
kuruyorum seni
pırıltı
pırıltı
renk renk
özleyerek.
Oradasın-
kuruyorsun beni
pırıltı pırıltı
renk renk
özümseyerek.
Orada mısın?
Göremiyorum seni-
öylesine yoğun bir karanlık
uzanıyor ki benden sana
gözlerim
delinmiş gibi.
Oradasın.
Görüyorum seni-
öylesine yoğun bir aydınlık
ulaşıyor ki benden sana
gözlerim
dirilmiş gibi.
Orada mısın?
Ben buradayım:
kendimi bıraktığım yerde.
Çevremde
şiddetli rüzgarın
eğip büktüğü,savurduğu
anlık düşünceler.
Burada mısın?
Ben buradayım:
kendimi tarttığım yerde.
Ardımda
öfkeli yazgının
itip götürdüğü,attığı
geçmiş düşünceler.
Burada değilsin.
Ben buradayım:
kendimi kurduğum yerde.
Önümde
zorunlu sorumluğun
batıp çıktığı,yüzdüğü
gelecek düşünceler.
Oradasın.
Ben de
burada.
Orada mısın:
koyu yosun
altın kum
parlak kaya?
Buradayım:
kuru ot
tozlu toprak
kızgın taş.
Orada mısın?
Densiz gülüşlerden uzak-
kuruyor musun
beni?
Ben ki
yılların çakıllarıyla tıkanmış
kuyu gibiyim:
suyu yeşilleşmiş,
artık,yalnız,
kurbağa besleyen.
Ben ki
yılların yağmurlarıyla çürümüş
tahta gibiyim:
dokusu grileşmiş,
artık, yalnız,
ateşe atılabilen.
Beni
kuruyor musun-
arsız gürültülerden uzak
orada?
Orada mısın?
Koyu mavilikte
bir an
dur ve dön:
Buradayım-
buraya dek uzanıyor
derinliğin.
Sessizliğim:
orada
duyuruyor mu beni sana
buradan,
rüzgarın dalları
bir an
bıraktığı aralarda?
Ara ara
dokunuyorum sana
buradan
oraya.
Buradasın:
ulaştım sana.
Burada:
yumuşak yumuşak
renklerle çizgilerle
geciktirsen de gelişimi
bir çığ gibiyim artık
doruklarında toplanan.
Buradasın-
burada:
yorgun beynim
bitkin gövdem
kımıltılarla
yaklaşırken sana,
incecik bileklerin
koştu bana,
karşıladı
bezgin devinimlerimi
dipdiri gerilimlerle.
Buradasın-
burada:
yanımda.
25 Mayıs 2020 Pazartesi
MASALLARLA YOLA ÇIK/ JUDİTH MALİKA LİBERMAN
28 Ocak 2020 Salı
GÜLTEN AKIN/ DELİ KIZIN TÜRKÜSÜ/ SEÇME ŞİİRLER
GÜLTEN AKIN/ DELİ KIZIN TÜRKÜSÜ/ SEÇME ŞİİRLER
-
Durdum.Dinledim.Güneşler geçti üzerimden.Yağmurlar,rüzgarlar geçti.Kara kara bulutlar gelip durmuştu başımda,derken baktım,onlar da geçti. ...
-
BİR ÖZLEMİN İZDÜŞÜMÜ Eğri çizgiler dalgın İki kaşım üzerinde İki kaşım üzerinde bir ağrı Gözlerim yanıyor günlerdir Gözleri...
-
'Ve sen, daha demincek, Yıllarda geçse demincek, Bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm, Ömrümün sebebi,ustam,sevgilim.' ...Pişma...
-
BİR YILIN SON GÜNLERİ bir yıl daha bitiyor İşte bu kadar duru,bu kadar yalın bu kadar el değmiş sıradan bir gerçeği daha ...
-
İNCE ELLERİN Nasıl ince, ellerin, parmakların coşkuyla ağırlığını kavrarken yaşamın, nasıl katı, nasıl soğuk, kurşunların sessiz ve din...