8 Mart 2021 Pazartesi

Genç Werther'in Acıları/Goethe


 BİRİNCİ KİTAP

...

4 Mayıs 1771

...

Ne var ki sevgili dostum, bu küçücük mesele bile yanlış anlaşılmaların ve ataletin, dünyada belki de her türlü hile ve kötü niyetten çok daha fazla yanılgıya sebep olduğunu gördüm.

...Bu yeryüzü cennetinde yalnızlık yüreğime nefis bir merhem oldu...

15 Mayıs

...

Elbette ben de eşit olmadığımızı ve olamayacağımızı biliyorum ama saygınlık kazanmak için aşağı tabaka denen tabakadan uzaklaşmak gerektiğine inananların, yenileceğini düşündüğü için düşmanından saklanan bir korkaktan farkı yok bana göre.

17 Mayıs

...

Her yerde nasılsa burada da öyle! İnsan, nereye gidersen gir her yerde aynı.Herkes çoğu zaman geçim derdinde; geriye kalan ve özgür olabilecekleri o azıcık zaman dilimi de onları o kadar ürkütüyor ki, bundan kaçıp kurtulmak için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar.Ah insanlığın kaderi bu!

22 Mayıs

...

İnsanların içlerindeki sorgulayan ve faal olan kuvvetleri sınırlandırmalara baktığımızda, tüm yapıp edilenlerin zavallı yaşamlarımızın süresini uzatmaktan başka amacı taşımayan ihtiyaçları karşılamaya yönelik olduğunu fark ediyorum; dahası, bu sorgulamanın belli noktalarındaki her türlü rahatlama, hayali bir kabullenmeden ibaret, çünkü içinde tutsak olduğumuz duvarları,rengarenk şekiller ve ışıltılı manzaralarla süslemekten başka bir şey yapmıyoruz-bütün bunlar karşısında dilim tutuluyor Wilhelm. Kendi içime dönüyor, orada kendime ait bir dünya buluyorum!

27 Mayıs

...

Eğlencenin tam ortasında bir talihsizlik yaşandığı ya da ürkütücü bir olay olduğu zaman bunun bizi şaşkına çevirmesi, her zamankinden daha çok etkilenmesi gayet doğaldır; bu kısmen, iki durum arasındaki zıtlığın daha şiddetli hissedilmesinden, kısmen de duyularımızın fazlasıyla açılmasından ve izlenimleri daha hızlı almasından kaynaklanıyor.

...

..."aralarında en çok korkanlardan biri bendim ama onlara cesaret vermek için korkmuyormuş gibi davranınca gerçekten korkmamaya başladım."

1 Temmuz

İnsanların birbirine eziyet çektirmesi kadar canımı sıkan başka bir şey daha yok; yaşamlarının baharında gencecik insanlar, tam da bütün sevinçlerini yaşamaya en açık oldukları zamanlarda, birlikte geçirecekleri şu kadarcık güzel günü kızgın, asık suratlarla mahvediyorlar ve boşa harcanan günlerin yerine yenisinin konamadığını anladıklarında çok şey oluyor.

...

Birbirimizi mutlu edemememiz yetmiyor mu zaten, bütün yüreklerin bazen kendi kendine bahşedebildiği keyifleri de  mi almamız gerekiyor birbirimizin elinden?

..."Yazıklar olsun,"dedim, "şiddete başvuranlara, bunu bir yüreğin kendiliğinden filizlenen basit sevinçlerini elinden almak için kullananlara.Hiçbir hediye,hiçbir lütuf bu dünyada zorbalarımızın kıskançlıktan mütevellit huzursuzlukları yüzünden berbat olan bir anlık sevincin yerini tutamaz.

12 Ağustos

...

"Siz insanlar", diye atıldım heyecanla, "bir konudan sürekli bu aptalca, bu iyi, bu kötü diye bahsetmek zorunda mısınız? Hem ne demek bütün bunlar? Davranışların kendi içi koşullarını araştırıyor musunuz hiç? Bunun niye olduğunun, niçin böyle olmak zorunda olduğunun nedenlerini bulmaya çalışıyor musunuz?Bunları yaparsanız, yargıda bulunurken böyle kestirmeye kaçmazsınız.

...

Yeryüzünde bir insanın diğerini anlaması ne mümkün!

...

İnsanları mutluluktan havaya uçuran şeyler, aynı zamanda üzüntü kaynağı olmak zorunda mıydı?

18 Ağustos

...

Doğanın canlılığı karşısında yüreğime dolan, içimi böylesine sevinçle dolduran, etrafımı çepeçevre saran dünyayı benim için bir cennete çeviren o sıcacık his artık benim için dayanılmaz bir işkenceye, beni her yerde izleyen, bana eziyet eden bir hayalete dönüştü.

22 Ağustos

...

Peşimi hiç bırakmayacak olan içimdeki bu sabırsızlığın nedeni, belki de koşulları değiştirmeye duyduğum özlem değil mi?

İKİNCİ KİTAP

24 Aralık 1771

...

Ne demek! Başkaları sahip oldukları azıcık kuvvet ve yetenekle karşımda gayet rahat ve kendini beğenmiş tavırlarla caka satarken, ben yine kendi kuvvetlerimden ve yeteneklerimden şüphe mi duyuyorum?Yüce Tanrım, bana her şeyi bahşetmek yerine yarısını esirgeseydin de kendine güven ve kanaatkarlık verseydin keşke!

26 Kasım 1771 

...

Yüreğini karşısındakine açabilen yüce bir ruhla karşılaşmak kadar sahici ve sıcacık başka bir sevinç yoktur bu dünyada.


OKUYUCUNUN NOTLARI:

Acıyı, umutsuzluğu biz mi yaşam alanımıza çekeriz?, yoksa onlar mı bizi bulur? Seçimlerimiz özgürlüğümüzün ya da tutsaklığımızın birer sembolü haline dönüşüyor bu yaşam çemberinde.

Duygularını çok derin yaşayan, sorgulayan, okudukça sorgulatan Genç Werther ; tüm duygularına en empatik halimizle odaklanmamızı sağlıyor.

Werther,  yüreği elinde bir kuş gibi titrerken, tutsaklığına çırpınırken tek başına yorulmuştu, bu yüreği ikinci bir elin de taşımasını istiyordu.

"Peşimi hiç bırakmayacak olan içimdeki bu sabırsızlığın nedeni, belki de koşulları değiştirmeye duyduğum özlem değil mi?" dedi Werther. Koşulları değiştirme gücünü ve yeteneğini kendisinde bulsaydı neler farklı ve ya aynı olurdu acaba?


Yeryüzünde bir insanın diğerini anlaması ne mümkün!

Anlamayı mümkünleştirelim mi ? Ne dersin sevgili okur...?

Ha, bir de değişim gücünü...:)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder