" Bir insanın boynunu saatlerce yürümenin mümkününü gördüm."
...
"Bir seçimle dışarıda bıraktığımız binlerce olasılığın, hiçbir zaman bilemeyeceğimiz gerçekliğinin, yaptığımız seçimden daha iyi olacağı düşüncesiyle kıvranmak, Nietzsche'nin deyişiyle, 'köpeğin taşı ısırması' değil midir? "
...
"Ne isteyebilir ki kırk yerinden kan sızan yaralı bir hayvan avcısından. Kahküllerinin rüzgarlı ülkesinde bir küçücük yer yürek büyüklüğünde; gözlerinin kahverengi suyundan bir yudum iyilik; gövdemi bir suç, bir fazlalık, gereksiz bir eşya olmaktan çıkaracak bir büyülü dokunuş, parmaklarının inceliğinden."
...
"Bu güzelliklerin insan tanrılarını kalbimle tek tek kucaklıyorum."
...
"Bir gönül kırgınlığının acısını dindirecek bir yolculuk yapılmadı henüz."
...
"Yalnızlık... seni bir gün seçeceğiz. O zaman güzel olacaksın."
...
"Suyu sevmeyen insanın, rüzgarı anlamayan, gökyüzünde bir bulutu olmayan insanın gideceği uzaklık, olsa olsa kendine sızan çaresizliktir."
...
"Ne tuhaf, insanın en büyük hazinesi, ona en büyük acıyı çektiren yüreğiydi ve gökyüzünü içine alacak kadar genişti. İnsan bunu ne geç öğreniyordu."
...
"Kolay inanmaktan yapılmış bir inkarım ben."
...
"Kadın parmaklarını birbirine doladı çözdü, doladı çözdü... Sevişmenin hemen ardından, insanın bütün damarlarını dolduran o bulantıya benzer pişmanlığa ne demeli peki, dedi. Bıçak gibi gülümsedi başucundaki adam. Bedenin doğası ile toplumun ahlakı arasında soluk almanın ete kemiğe bürünmüş zorluğuydu. İçine günah karışmamış bir sevinç gösterebilir misin, dedi."
...
"Tenha kasabaların akşam pencereleri ile ışıklı vitrinler arsında tuhaf bir ilişki var biliyor musunuz? Birinde kavak ağaçlarıdır uzaklığın adı, boşluğa çizgi çizgi düşen, ötekinde kaldırım kaldırım kırılan yoksulluğun dal ince boyudur. Elini yüreğine bastırarak baktı herkes bu ışıksız sese... Güzel mi, acı mı bilemiyorum, dedi, ne kadar kötü olursa olsun herkesin geçmişi, cenneti oluyor bir süre sonra..."
...
"Aşkı evlilikle sınayan herkes, adımlarının sesinden gittiği boşluğu görebilirdi."
...
"Göz yaşını küçümseyenin acısıda olmaz sevinci de, dedim. Oğlundan kalan tek parmağı törenle gömen Dersimli annenin büyük suskunluğunu andım saygıyla. Azalan bir bütün olmaktansa parçalanarak çoğalmanın ne anlama geldiğinden söz ettim."
...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
-
Durdum.Dinledim.Güneşler geçti üzerimden.Yağmurlar,rüzgarlar geçti.Kara kara bulutlar gelip durmuştu başımda,derken baktım,onlar da geçti. ...
-
BİR ÖZLEMİN İZDÜŞÜMÜ Eğri çizgiler dalgın İki kaşım üzerinde İki kaşım üzerinde bir ağrı Gözlerim yanıyor günlerdir Gözleri...
-
'Ve sen, daha demincek, Yıllarda geçse demincek, Bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm, Ömrümün sebebi,ustam,sevgilim.' ...Pişma...
-
BİR YILIN SON GÜNLERİ bir yıl daha bitiyor İşte bu kadar duru,bu kadar yalın bu kadar el değmiş sıradan bir gerçeği daha ...
-
İNCE ELLERİN Nasıl ince, ellerin, parmakların coşkuyla ağırlığını kavrarken yaşamın, nasıl katı, nasıl soğuk, kurşunların sessiz ve din...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder