Yıllarda geçse demincek,
Bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm,
Ömrümün sebebi,ustam,sevgilim.'
...Pişman değilim.Bir daha dünyaya gelsem aynı hayatı, daha bir ustaca ve korkusuz yaşarım.Ama bu sefer seni tanımakta gecikmem! İlk işim o olur.Ben bu-belki de manasız- iç sıkıntılarından senin var olduğunu hatırlayarak sıyrılıyorum.Bir pınar,bir dağ suyu gibi dinlendiriyor,kandırıyorsun.
İnsan ya muhtaçlık, mecburluk olmadan sevmeli yahut da benim senin gibi amansız vurgun...
'Nasılsın?' diye sormak,söyleyecek sözü olmadığından vakit kazanmak istemekmiş.Hiç düşünmedim.Üstelik sana söyleyecek sözümün olmaması felaket olur benimçin. Gene de sorabilirim di mi canım?İyisin,mutlusun ve güzel.
Öskedim,bizim doğu dialektinde özledim demektir.Neyini,nereni,hangi halini desem ki?Sesini öskedim örneğin.Yüzünü, şeytan çocuk gülüşünü,öfkeni, yeryüzünü ve kaskatı canımı ısıtan varlığını.Şükür varsın.
Ya sen nicesin ömrümün varı?Sensiz ne olur, ne olabilir,onu unutmamalıyım oysa.Her adımdan her düşünden,her düşten önce seni karşıma alır, bakar,sorarım,bunu bilir miydin?Başkaca dövüşemem ki.Yenilmememin tılsımı...
Hasret ile gözlerini öpeyim.Orası öyle ya,bu hasret böyle biter mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder