15 Eylül 2016 Perşembe

Kendime Ait Bir Oda/Kafkaokur(Sayı 13)

Hiç beklemediğin bir anda
hep beklediğinden gelen,
tek kelime
idi;
aşk.

Karanlığımı da içine alan aydınlık günlerim,yüzümdeki gölgeleri kaldırıyor teker teker.
Herkesin bir hikayesi ve her hikayenin de bir kalbi vardır.
Madem ki zaman durdu,pekala sevdiklerimle dinlenebilirim.
Mevsim sonbahar,ama kalbime çoktan yağdı kar taneler...
Şair değil şiir olayım istiyorum.

Hüzün düşmesin yüzüne.
Sen gül ki; güller açsın kalbinde!
Kendine özgü bir lisanı var; sessizliğin ve karanlığın...
Ve bu gece bir dilek tuttum,bu kez bir kağıda değil,yıldızlara yazdım dileğimi...
Yıldızların salt gökyüzünde değil,kalbimde de parladığı geceleri severim.
Acele etmek için zaman yok.
'Ben' demeyi bıraktığımda,sende buldum kendimi.
Bazı yolculuklar iz bırakır.Yolculuk kime,neye,nereye doğru oldu fark etmez;kalbe dokundu mu iz bırakır.

7 Eylül 2016 Çarşamba

Küçük Prens/Kafkaokur(Sayı 13)


  • İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir.Gerçeğin mayası gözle görülmez.
  • Kendini yargılamak,başkalarını yargılamaktan çok daha güçtür.Kendini yargılamayı başarabilirsen gerçek bir bilgesin demektir.
  • Günün birinde herkes kendi yıldızını bulabilsin diye mi parlaktır yıldızlar?
  • İnsanların tanımaya ayıracak zamanları yok artık.Aldıklarını hazır alıyorlar dükkanlardan.Ama dost satan dükkan olmadığı için dostsuz kalıyorlar.
  • Bazılarının yüreğe iyi gelen bir yanı vardı,armağan gibiydiler.
  • İnsanlar hayal etmekten yoksundurlar.Onlar sadece kendilerine söylenenleri tekrar edip dururlar.
  • Bir yerde bir kuyunun saklı oluşudur çöle güzellik veren.

Küçük Prens/Kafkaokur(Sayı 13)

...
Yetişkinler sayılardan çok hoşlanırlar.Onlara yeni bir dostunuzdan söz ederseniz hiçbir zaman en önemli şeyleri sormazlar size.Hiç, 'Sesi nasıl,hangi oyunları sever,kelebek koleksiyonu yapar mı? demezler.Şöyle sorarlar:'Kaç yaşında,kaç tane kardeşi var,kaç kilo geliyor,babası kaç para kazanıyor?Bundan sonra onu tanıdıklarını sanırlar.
Siz yetişkin kişilere,'Pembe tuğladan yapılmış güzel bir ev gördüm,pencerelerinde sardunyalar,damının üstünde güvercinler vardı.derseniz kafalarında bu evi canlandıramazlar bir türlü.İlle onlara, 'Yüz bin lira değerinde bir ev gördüm!'demek gerekir.O zaman haykırırlar: 'Aman ne güzel evmiş!'